Dönerin tam olarak ne zaman doğduğunu belirlemek zor olsa da, kökenleri, et pişirme geleneği olan Orta Asya'nın göçebe Türklerine dayanmaktadır. Bu gelenek, Anadolu'ya getirilmiş ve zamanla günümüzde bildiğimiz dönerin temellerini atmıştır. 17. yüzyıl gezgini Evliya Çelebi, ünlü seyahatnamesinde dönerin erken şekillerine benzeyen yemekleri tanımlamıştır. Bu da dönerin tarihi geçmişinin antik zamanlara kadar uzandığını göstermektedir.

Döner, 19. yüzyılda modern formunu aldı. Bursa'dan İskender Efendi, kemiksiz kuzu ve sığır etlerini şişe takarak dikey olarak pişirme yöntemini devrim niteliğinde bir şekilde değiştirdi. Bu yenilik, dönerin hızla yayılmasına ve popülerleşmesine yol açtı.

Döner, Türk göçmenleri sayesinde birçok ülkeye yayıldı. Özellikle Almanya'da, yerel tatlara uyarlanarak yeni çeşitler ortaya çıktı ve büyük bir popülerlik kazandı. Türkiye’de ise döner, sadece bir yemek değil, aynı zamanda değerli bir kültürel mirastır.

Döner, bölgeler ve ülkeler arasında farklı şekilde hazırlanır. En bilinen çeşitler şunlardır: İskender Kebabı: Bursa'ya özgü, dönerin pide üzerinde servis edildiği, domates sosu, yoğurt ve eritilmiş tereyağı ile tatlandırılan bir lezzet. Döner Dürüm: Dönerin lavaş ekmeğine sarılarak, yeşillikler ve soslarla sunulduğu bir çeşit. Klasik Döner Kebabı: Ek garnitürler olmadan, basit bir döner servisi.

Döner, sadece lezzetli bir yemek değil, aynı zamanda zengin bir kültürel mirastır. Orta Asya'dan çıkıp dünyaya yayılan bu lezzetli yemek, evrimleşmeye devam etmekte ve farklı kültürlerle harmanlanarak yeni tatlar yaratmaktadır.